Ayyanni adı bizim için bir marka seçimi değil, geçmişle kurduğumuz en derin bağlardan biridir. Bu isim ailemizden bize miras kalan bir hafızayı, bir yaşam biçimini ve köklerimizi hatırlatan bir sesi taşır. Ayyanni, kocaman anneannemizin doğduğu ve büyüdüğü köydü. Onun anlattıklarıyla şekillenen bu köy, bizim için yıllar içinde bir coğrafyadan çok bir duyguya dönüştü.

Aile büyüklerimiz Ayyanni’den bahsederken seslerinde hep aynı sıcaklık olurdu. Enginar tarlalarını, kümeslerde dolaşan tavukları, sabahları toplanan yumurtaları, yaz akşamlarında komşuların aynı avluda toplandığı sohbetleri anlatırlardı. Bu hikâyelerde geçen her ayrıntı, o dönemin sade ama derin bağlara dayanan yaşamını taşırdı. Ayyanni onların hafızalarında yalnızca bir köy değildi. Mutluluğun, emeğin, gençliğin ve dayanışmanın ilk durağıydı.

Kıbrıs’ın bölünmesiyle birlikte kuzeye göç etmek zorunda kaldılar. Yıllar sonra kapılar açıldığında köye geri gitmek bir seçenek olmasına rağmen, hep aynı gerekçeyle bunu reddederlerdi. Onlara göre Ayyanni artık yalnızca haritadaki bir yer değildi. Kocaman anneannem bana hep “Gençliğimizi orada bıraktık” derdi. Başta bunun nedenini anlamazdım. Fakat önce büyükbabamın, sonra da kocaman anneannemin vefatı ile sanırım yavaş yavaş esas sebebi anladım. Ayyanni onlar için savaş ya da ölüm demek değildi.

Ayyanni onlar için gençlikti, sevgiydi, saygıydı, aşktı. Ayyanni Hasan Fehmi kızı Müstakbel ile Ali Zaim oğlu Nevzat’ın gençliğiydi. Savaş sonrası taşındıkları Kumsal ise onların büyüdükleri yer oldu. Bu yüzden, zamanın değiştirdiği haliyle yüzleşmek yerine, o köyü hafızalarında yaşadığı şekliyle korumak istediler. En azından ben öyle düşünüyorum. Bu tutum bize Ayyanni’nin gerçek anlamını öğretti. Ayyanni onlar için bir hissin adıydı.

Artık Uzun Nevzat ile biricik kocaman anneanneciğim aramızda değil. Fakat onların anlattıkları, taşıdıkları özlem ve hatıralar aramızda. Ayyanni ismini şirketlerimize verirken amacımız yalnızca bir kurumsal kimlik oluşturmak değildi. Bu isim, ailemizin unutulmayan geçmişine duyduğumuz saygının bir ifadesi olarak seçildi. Ayyanni Ticaret’in mühründeki şekil, mesela, Ayyanni Köyü’nün silüeti. Çoğu zaman görenler rastgele bir şekil sanıyor, kimileri soruyor, kimileri sormuyor. Bu gibi küçük nüanslar kardeşim Şaziye ile benim Ayyanni üzerinden kocaman anneanneciğimizi ve büyükbabamızı dolaylı yoldan anmanın şekliydi.

Bizi şekillendirenlerin, onları şekillendiren topraklara olan sessiz bir vefa.

Bugün Ayyanni adıyla yürüttüğümüz her iş, o küçük Kıbrıs köyünün taşıdığı değerleri yaşatmamız için bir hatırlatma niteliğinde. Emeğe saygı, sadelik, güven, dayanışma ve köklerine bağlılık. Kısacası Ayyanni bizim için bir isimden çok daha fazlası. Aile mirasımızın, kimliğimizin ve hikâyemizin kurumsal kimliğimizdeki karşılığı elbette. Ama bana soranlara ben hep aynı şeyi söylüyorum:

Kocaman anneannemin Baf’taki köyünün adı.

Dr. Ahmet KÜÇÜKUNCULAR
Ayyanni Holding Yönetim Kurulu Başkanı